14 Mayıs 2012 Pazartesi

4 Fenerli, 1 ben, 1'de Çocuk:Karanlıkta Kupa

Yeşilköy'de denize nazır, Florya'mıza 5 dakika mesafede Maranta Gusto da sarı-kırmızı ağırlıklı ama sarı-lacivertin de azımsanmayacak-kızları yeterliydi-parıltısının içinde, hafif deniz esintisine sırtımızı verip boynumuza yazlık atkılarımızı takarak 6 kişilik özel dev ekranımızın karşısına kurulduk. 4 hasta fenerli ama hepsi de maçtan önce mütevaziler, totemsel gaassaray bizi yener hareketleri içindeler, 1 de çocuk var ama o daha bu taktikleri öğrenememiş derken cevabım hiç gecikmeden geliyor, "Sarıyer ile oynasak bu kadar rahat olmazdım". Her ne feşmekan polinomuysa, masamız maalesef donatılmamış olsa da keyifler kımıl kımıl ruffles paketi kıvamında ve maç öncesi  fenerli gaassaraylı herkes kendinden emin. Bende eminim çünkü Sarıyer'in martıları her zaman zorlamıştır bizi ve zorlayacaktır da. Sonuçta Martı la bu sağı solu belli olmaz, öyle angry birds'e falan benzemez.

Dedim ve dediğim de çıktı. Fenerin son maçı kazanınca şampiyon olacak olmasının verdiği gaz ile şuursuzca saldırmasının dışında 98 dakika boyunca gürültüsü ve tansiyonu her zaman ki gibi baskın ancak futbol yönünden baskının hiç olmadığı bi' maç izledik. Olayın böyle gelişmesinde bizim de akıllı oynamamızın da payı yok değil. Ali Sami Yen de ki ilk maçta 1-1 den sonra üstüne yatacağımız yerde ailece hücum edip maçı kaybetmenin verdiği acıdan dolayı çıkarılan dersten olacak ki çok kontrollü bi' oyun sergiledik. Tabi bu oyun 10 gün önce "kınada kız tarafı oynar" muhabbeti yapan hatta çirkinleşip iğrençleşen fenerlilere göre korkak oynamak, 90 dakika defans yapmak vs gibi kelimeler kullanmalarına neden oldu. Biz 1 puanın yeteceği bi' maçta beraberliğe yatarız bu normal ama 5 puan gerideyken götün götün kalenin önüne otobüs çekmek pek normal bi' oyun değil. Neyse bunun tartışmasını yapmayacağım, yoksa kendimi bi' anda Ünal Aysal vs Nihat Özdemir, Sabri vs Volkan, Melo vs Topuz gibi saçma sapan muhabbetlerin içinde bulmak istemiyorum.


Sonuçta saçma sapan futbolla gram alakası olmayan bi' sezonu geride bıraktık. Önümüzdeki sezon için ilk dileğim Aziz Yıldırım'ın içerden bi' an önce-mümkünse yarın-çıkması ve kulübün başına geçmesi, ardından adam akıllı yöneticilerin olduğu biraz daha futbolun ve taktiksel mücadelenin ön planda olduğu ve ve ve yine son haftaya kalan bi' şampiyonluk mücadelesinin olacağı nefis klas birkaç iyi sezon diliyorum.

Lafı uzatmanın manası yok. Maç öncesi bu tür maçlardan önce konuşmanın bi' anlamı yok dedim, yine diyorum bu tür maçlardan sonra da konuşmanın bi' anlamı yok. Anlamayanlar için demem o ki ya da türkçe meali;

Karanlıkta koyduk mu?

Diye bitirsem yukarıda yazdıklarım ne kadar boş olurdu dimi? Ben öyle bi' liseli ergen miyim hiç yazar mıyım, öyle triplere bağlar mıyım lan?

Totem yapmadım sanma, maç başlarken söylediğim portakal suyundan sadece 1 yudum içip kalanı son düdükle tek bi' nefeste içtim, bi nevi sarının yanına kırmızı koydum.

Son olarak da karşımda oturan alternatif pembe gaassaray formalı el erotica kılıklı güzel kız, sen dua et gol atamadık yoksa olacakların sende farkındaydın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder