Karanlıktan aydınlığa

2010 Dünya Şampiyonası devam ettiği sıralarda, hem de snooker tarihinin en çok izleyiciye ulaşan finali Steve Davis – Dennis Taylor maçının canlandırmasını izleyip keyiflenmişken, herkesi uzunca düşündüren haberlerle başladı her şey. İddialara göre John Higgins para karşılığında maçı ayarlamak üzere birileriyle masaya oturmuştu, üstelik ortada bir de video kayıtları vardı. O dakikadan itibaren turnuvalara katılma yasağı alan oyuncunun soruşturması aylar sürmeye adaydı.

Bizler için pek uzun sürmeyen o dönem Higgins için düşünülenden daha da zor geçmişti aslında. Snooker hayatı boyunca ona en çok desteği veren babası olan bitenler üzerine sağlık sorunları yaşamıştı. Zaferler sonrasında masa etrafında görmeye alıştığımız küçük oğluna olan bitenleri anlatma çabası belki de en zoruydu. Bu karanlığa menajeri ve yakın arkadaşı Pat Mooney’in iş güzarlığı ile düşmüş olması işin can sıkan başka bir yanıydı. Esasında bu zor zamanlar, aklandığında onu perçinlemeye yetecekti. Nitekim öyle de oldu.

Eylül ayı ortalarında açıklanan soruşturma sonucunda Higgins’in kaderi belli oldu. Kimilerine göre ceza beklenenden azdı, kimileri de zaten suçsuzluğuna inandıkları için olumlu buldu sonucu. Geri dönüş EPTC5 ile olacaktı. Bu geri dönüşün Avrupa serüvenine denk gelmesi Higgins’in en büyük avantajı oldu.Zira Birleşik Krallık, The Masters, Dünya Şampiyonası gibi köklü turnuvaların ateşli seyircileri umulmadık tepkileri de beraberinde getirebilirdi, aslında getirdi de.Aradan aylar geçmiş olmasına rağmen Dünya Şampiyonası yarı final maçında bir seyirci “300 bin poundu nasıl yiyorsun John? Snookera leke sürdün.” şeklinde bir çıkış yaptı.

İlk Kıvılcım
Oyuncuların ve seyircilerin nasıl bir tepki koyacağı büyük bir merak konusuyken, Higgins EPTC5’de yerini aldı.Önüne gelen kim varsa devirip geçen İskoç, büyük alev için ilk kıvılcımı çaktı.Kupa Higgins’in ellerinde yükseliyordu.

Takvimler 2010’un Aralık ayını gösterdiğinde Birleşik Krallık Şampiyonası başlangıcını yaptı. Şampiyonluk adayları bir bir elenirken, tek rakip kariyer geri dönüşünü yapan Galler efsanesi MJ Williams’tı. Nitekim ikili finalde karşı karşıya geldiler. Williams o kadar fomdaydı ki akşam seansında skor 9-5’e geldi ve şampiyonluğa tek frame kaldı. Başını eğmiş şekilde koltuğunda oturan Higgins bir yandan da tırnaklarıyla ilgileniyordu. Hâlbuki biz bunu Ronnie’den görmeye alışmıştık. Ama o dakikadan sonra toplar Higgins için dönmeye başladı. 9-9’a gelen skor o kadar sessiz bir gerginlik oluşturmuştu ki duyulan tek ses topların birbirine çarpma sesiydi. Art arda harika potlarla şampiyonluğunu ilan eden Higgins pek görmeye alışık olmadığımız şekilde yumruğunu sıkıyor ve hatta sevinç çığlığını da atıyordu. Maç sonunda “Hayatımın en mutlu anları” olarak nitelediği zafer konuşmasında yer yer sesi de titremiş ve göz yaşlarını tutamamıştı. Işıklar bir bir yanmaya başlamışken, karanlık kendini yeniden hatırlatacaktı.

Takvimin yeni turnuvalarından German Masters sürerken Higgins babasının durumunun ağır olduğunu öğrenerek turnuvadan çekilmiş ve apar topar eve dönmüştü. Oğlunun kazandığı her turnuvada yanında görmeye alıştığımız Baba Higgins hayatını kaybetmişti.

Nerede Kalmıştık?
Dünya Şampiyonası için geri sayım sürerken sıra Galler Açık’a geldi.Turnuvaya son şampiyon unvanıyla çıkan Higgins yaşadığı büyük hüznün etkisinden kurtulmuş gibiydi ve finale kalmayı yine başardı. Birleşik Krallık’ta olduğu gibi farklı şekilde geri düşen oyuncu benzer bir geri dönüşle kupanın sahibi oldu.Babası olmadan kazandığı ilk turnuva sonunda Higgins şunları söylüyordu; “Bulutların üzerinde bir Hektor var. Bizi izliyor ve izledikçe mutlu olacak..." Sözler üzerine göz yaşlarına hakim olamayan Higgins ailesi, seyircilerden uzun bir süre alkış almıştı.

Bu da Kreması Olsun
Geçtiğimiz Dünya Şampiyonası snooker tarihinin en muhteşemlerinden biri olmaya adaydı.Bir yandan yeni yıldız Judd gelirken diğer yandan terapilerle kendine gelen Rocket de işe dahil oldu.Selby, Murphy, Higgins, Williams’ı da saymak pek bir güzeldi açıkçası. Bitene kadar da tüm beklentileri karşılayan bir turnuva oldu zaten.Çin Açık rüzgarıyla gelen Judd çılgınca uzun potlarıyla kim var kim yok harcarken, Higgins de sessiz sakin finale kadar uzandı.

Akıl almaz atmosferiyle hafızalara kazınan kapanış günü akşam seansında Higgins “tecrübe bu işte” dedirtecek frameler alarak 4. kez Dünya Şampiyonluğunu ilan etti ama bu kez eksik olan bir şey vardı. Baba Higgins... BBC spikerinin “Biliyoruz ki baban buralarda bir yerlerde ve elinde bir kadeh viskisiyle şampiyonluğu kutluyor” demesi tüm aileyi göz yaşlarına boğmaya yetmişti.

Higgins bu performansla ilk kez düzenlenen “Yılın Oyuncusu” ödülünü kazandı.Snooker tarihi, bir çok geri dönüş gördü ancak Higgins’in ki konusunda ilk ve muhtemelen de tek olacak. Zaten temennimiz de hiç bir sporcunun böyle bir geri dönüşü yapmak zorunda kalmaması.